İstanbul ve Ankara'da, Ekrem İmamoğlu’nun demokrasi mücadelesine destek vermek amacıyla organize edilen eylemler, ülke genelinde ses getirdi. Öğrenciler, İmamoğlu'nun karşılaştığı diploma iptali iddiaları ve gözaltılara karşı tepkilerini dile getirmek üzere sokaklara döküldü. Protestolar, katılımcıların birlikte oluşturdığı onurlu bir duruşun simgesi haline geldi.
İstanbul’da Taksim Meydanı ve Ankara’da Kızılay, öğrenci protestolarının merkez üssü oldu. Saatler öncesinden bir araya gelen öğrenciler, "Özgürlük bizim hakkımız" ve "İmamoğlu yalnız değildir" şeklinde sloganlar atarak eyleme başladılar. Protestocular, geçici bir süre için trafiği de kapatarak seslerini duyurmak için çeşitli pankartlar ve dövizlerle meydanları doldurdular. Eylemciler, sosyal medyada da hızla yayılan #İmamoğluİçinSokakta etiketiyle, destek çağrısını tüm yurda ulaştırdı.
Protestoların ana sebebi, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, son zamanlarda yaşadığı hukuki süreçler ve bu süreçteki diploma iptaline yönelik tepkilerdi. Öğrenciler, bu olayın siyasi bir oyun olduğuna ve gençlerin geleceğini tehdit ettiğine inanıyor. Bir öğrenci, “Bu yalnızca İmamoğlu için değil, hepimiz için bir dayanışma. Bizler demokratik haklarımızı savunmalıyız” diyerek düşüncelerini dile getirdi.
Protestoların ardından bazı medya kuruluşları ve sosyal medya kullanıcıları, bu eylemleri eleştirirken, bazıları ise destek vererek gençlerin sesini duyurmasına vurgu yaptı. Eğitim kurumları ve çeşitli sivil toplum kuruluşları, öğrencilerin bu tür protestolarla vatandaşlık bilincini geliştirdiğini belirtirken, toplumsal olayların demokratik bir toplumda önemli bir yer tuttuğunu ifade etti. Öğrenci gruplarının temsilcileri, yapılan eylemin amacının sadece İmamoğlu'nu değil, tüm muhalefeti ön plana çıkarmak ve toplumun her kesiminde adaletin sağlanması için seslerini yükseltmek olduğunu belirtti.
Protestolar sırasında gözaltına alınan bazı öğrencilere yönelik tepkiler yükselirken, katılımcılar sık sık “Gözaltı değil, özgürlük!” şeklinde haykırdı. Gençlerin bu tepkileri, sadece bir lider için değil, özgürlükleri için verdiği mücadelenin bir ifadesiydi. Özgürlük arayışında olan öğrenciler, bu tür baskıların, demokratik bir toplumda yeri olmadığını vurguladılar.
İstanbul ve Ankara'daki bu eylemler, üniversite öğrencileri arasında birlik ve beraberlik ruhunun güçlenmesine de katkı sağladı. Gelecek için umutlarını bir araya getiren gençler, ülkenin geleceği için seslerini daha etkin şekilde duyuracaklarını dile getirdi. Bu protestolar, sadece siyasal bir mücadele değil, aynı zamanda toplumsal bir dayanışmanın da göstergesi olarak ön plana çıktı.
Sonuç olarak, İstanbul ve Ankara'daki öğrencilerin İmamoğlu’ya destek vermek amacıyla düzenlediği bu eylemler, Türkiye'deki demokrasi mücadelesinde gençliğin önemine vurgu yapıyor. Öğrenciler, mesajlarını her platformda duyurma kararlılığında olduklarını ve toplumsal adalet için savaşmaya devam edeceklerini belirtmeye kararlılar.
Protestolar, gençlerin sesinin ülke yönetimine ne denli etki edebileceğinin bir örneği olarak tarihe geçerken, İmamoğlu’nun karşılaştığı zorluklar karşısında eğitim camiasının da support gösterdiği bir atmosferin doğmasına yanıt oldu. Öğrencilerin, siyaset üzerindeki anlamı ve etkinliği bir kez daha tescillenmiş oldu.