Son yıllarda dünya genelinde köpekbalığı saldırılarına dair raporlar endişe verici bir artış göstermekte. Özellikle yaz aylarının gelmesiyle birlikte, plajlarda ve denizlerde yaşanan bu olaylar, hem yerel halkı hem de turistleri korkutmaya başladı. Ancak yapılan araştırmalar, bu saldırıların artış nedeninin sosyal medya ve ünlülerin fuar alanlarıyla nasıl eğlence sektörüne dahil olduğu üzerine ilginç tartışmalara yol açıyor. Sosyal medya platformları, insanların denizdeki aktivitelerini paylaşma şekillerini değiştirdi ve bu durum, köpekbalıklarının avlanma davranışlarını da etkileyebilir.
Köpekbalığı saldırıları, genellikle denizlerde kaybolmuş yüzücülerin ya da sörf yapanların başına gelen talihsiz olaylar olarak görülüyor. Ancak uzmanlar, bu olayların artışında sosyal medyanın etkisinin büyük olduğunu öne sürüyor. Özellikle TikTok, Instagram ve YouTube gibi platformlarda, köpekbalıklarıyla etkileşimde bulunan kişilerin içerikleri viral hale gelirken, bu paylaşımlar, izleyicilerin dikkatini deniz aktivitelerine çekiyor. Bu durum, daha fazla insanın okyanusa açılmasına ve sonuç olarak köpekbalıklarıyla karşılaşma yüzdesinin artmasına neden olabilir.
Bu sosyal medya fenomenleri, bazen hayvanları beslemek ya da onlarla su altında yüzmek gibi aktiviteleri paylaşarak, deniz ekosisteminin doğal dengesini bozabilecek davranışları teşvik ediyor. Yüzeyde bu tür görüntüleri izleyen gençler, daha fazla köpekbalığıyla karşılaşmak için denize açılıyor. Bunun sonucunda ise, önceki yıllara oranla daha fazla saldırı gerçekleşiyor. 2023 yılında meydana gelen köpekbalığı saldırılarının %60’ının sosyal medya etkisiyle tetiklendiği saptanmış durumda.
Denizlerin derinliklerinde bulunan bu gizemli yaratıklar, ünlülerin de gözdesi haline geldi. Birçok ünlü, tatil fotoğraflarını paylaşırken veya kız arkadaşları ile birlikte denizde yatarken köpekbalıklarıyla yakın temasta bulundukları anları ya da su altında yüzdükleri görüntüleri sosyal medya hesaplarında paylaşıyor. Bu tür mevcut eğilimler, gençlerin bu davranışlara özendirilmesine yol açırken, aynı zamanda halk arasında yanlış bir algı oluşturarak köpekbalıklarının tehlikeli birer avcı oldukları yönündeki yargıları da pekiştiriyor.
Ünlüler, sosyal medya üzerinden geniş kitlelere ulaştıklarından, bu tür içeriklerin sorumluluğunu almalı ve denizlerin koruma altındaki canlıları hakkında bilgilendirmelidir. Bunu yapmadıkları takdirde, başta sörf camiası olmak üzere denizde vakit geçirenlerin artan kapanma riski ve asıl saldırgan olan köpekbalıklarıyla etkileşimde bulunma olasılığı da artgın bir hal alabilir. Dolayısıyla ünlü isimlerin, köpekbalıklarıyla etkileşimlerinden daha ziyade deniz canlılarının korunması ve doğal yaşam alanlarıyla ilgili farkındalık yaratması gerektiği aşikardır.
Bunun yanı sıra, sadece sosyal medya ve ünlü bireyler değil, yerel yönetimler ve turizm işletmeleri de bu konuda paylarını almalıdır. Bilgilendirici kampanyalar, denizlerdeki ekosistemlerin korunması için alınacak tedbirler içermeli ve halka açık alanlarda yapılacak etkinliklerde köpekbalıkları hakkında bilgi verilmesi sağlanmalıdır. Daha fazla farkındalık oluşturmak, hem insanların güvenliğini sağlamak hem de mavi gezegenimizin korunmasını sağlamak açısından büyük bir rol oynamaktadır.
Görünen o ki, köpekbalığı saldırılarındaki artış, sadece biyolojik bir olay değil; aynı zamanda sosyal medyanın ve ünlü figürlerin etkisiyle şekillenen karmaşık bir olay. Sonuçta, bu duruma karşı alınacak önlemler, sadece bireysel değil toplumsal bir sorumluluk olarak algılanmalıdır. Ancak böyle fathaltinde, deniz severlerin güvenliği ve ekosistem dengesi sağlanabilecektir.