Son yıllarda Türkiye’de iş kazaları, özellikle yüksekten düşme olayları ile gündeme gelmeye devam ediyor. İnşaat sektöründeki ağır iş yükü ve güvenlik tedbirlerinin yeterince alınmaması, bu tür kazaların artışına neden oluyor. Yakın zamanda meydana gelen üzücü bir olay ise, bu durumu tekrar gözler önüne serdi. Yüksekten düşen bir işçi, hastanede tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti. Bu durum, iş sağlığı ve güvenliği konusundaki eksikliklerin bir kez daha tartışılmasına yol açtı.
İnşaat sektöründeki iş kazaları, dünya genelinde olduğu gibi Türkiye'de de sıklıkla yaşanmakta. Özellikle yüksekten düşme vakaları, hem inşaat işçileri için hem de aileleri için yıkıcı sonuçlar doğuruyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre, son yıllarda yüksekten düşme sonucu hayatını kaybeden işçi sayısında kayda değer bir artış görülmekte. Bu durumun birkaç temel nedeni bulunuyor. Öncelikle, inşaat sahalarında alınan güvenlik önlemlerinin yetersizliği dikkat çekiyor. İşçi sağlığı ve güvenliği eğitimi almış olan personel sayısının azlığı, iş kazalarının artmasına katkı sağlıyor. Ayrıca, işçilerin çalışma koşullarının zor olması ve mesai saatlerinin uzaması, dikkat dağıtımına neden oluyor.
Bu noktada, iş sağlığı ve güvenliği konusunda ciddi adımlar atmak kaçınılmaz hale geliyor. İnşaat şirketlerinin, işçilere yeterli eğitimleri sağlaması ve güvenlik ekipmanlarını temin etmesi gerekiyor. Yüksekte çalışacak olan işçilerin, gerekli güvenlik donanımlarıyla donatılmış olması ve bunları kullanma konusunda eğitim alması sağlanmalıdır. Ayrıca, düzenli olarak denetimlerin yapılması ve güvenlik standartlarına uyulup uyulmadığının kontrol edilmesi, iş kazalarının azaltılması için hayati öneme sahiptir. İşverenlerin, iş sağlığı ve güvenliği konusundaki yükümlülüklerini yerine getirmemesi, yalnızca işçi sağlığı açısından değil, aynı zamanda hukuki sorumluluk açısından da sorunlar yaratabilir.
Sonuç olarak, yüksekten düşme gibi iş kazalarının önüne geçmek için tüm paydaşların el birliği ile hareket etmesi şart. Hem devlet kurumları hem de özel sektör temsilcileri, iş sağlığı ve güvenliği için gerekli olan standartları belirlemeli ve bu standartların uygulanması için gerekli adımları atmalıdır. Aksi takdirde, iş kazalarının sayısındaki artış devam edecek ve bu da hem işçilerin hayatını hem de ailelerini olumsuz etkileyecektir. İş kazaları, nitelikli iş gücünün azalmasına ve ekonomik kayıplara yol açarken, aynı zamanda toplumsal bir yaraya dönüşmektedir. Bu nedenle, mevzuat ve uygulamalar üzerindeki denetimlerin daha etkin hale getirilmesi büyük bir gereklilik olarak öne çıkmaktadır.