Son yıllarda genç kuşakların hayalleri ve beklentileri üzerine yapılan araştırmalar, Z ve Y kuşağının hangi hedeflerle dolu olduğunu gözler önüne serdi. Bu iki kuşak, teknolojiyle iç içe büyümeleri ve sosyal medya sayesinde daha geniş bir dünya görüşüne sahip olmalarıyla biliniyor. Peki, Z ve Y kuşağının hayalleri gerçekten neler? İşte yapılan araştırmanın çarpıcı bulguları ve bu kuşakların gelecekten beklentileri.
Y kuşağı, 1981 ile 1996 yılları arasında doğan bireyleri kapsıyor ve iş gücüne katılma oranları, diğer nesillere göre daha yüksek. Ancak araştırmalar, bu neslin en büyük korkuları arasında iş güvencesizliğinin olduğunu ortaya koyuyor. Ekonomik belirsizlikler, şu anki yaşam standartlarını sürdürebilme kaygısı ve artıran yaşam maliyetleri, Y kuşağının önemli bir kısmının hayallerini ertelemesine sebep oluyor. Y kuşağı, kendi işini kurma hayali ile birlikte, kişisel gelişimlerine de önem veriyor. Yeni beceriler kazanma ve kendilerini sürekli olarak yenileme arzusu, bu neslin hayal gücünü yönlendiren faktörler arasında yer alıyor.
Z kuşağı, 1997 ve sonrası yıllarda doğan bireyleri kapsar ve bu kuşak dijital dünyayla bütünleşmiş bir şekilde yaşıyor. Araştırmalar, Z kuşağının en çok önem verdiği konulardan birinin sürdürülebilirlik olduğuna işaret ediyor. İklim değişikliği ve çevresel sorunlar konusunda oldukça duyarlı olan Z kuşağı, bu meseleleri kendi gelecek hayalleri ile birleştiriyor. Yeşil enerji, geri dönüşüm ve çevre dostu ürünleri tercih etme gibi konular, gençlerin hedeflerinin merkezinde yer alıyor. Bu kuşak, toplumsal değişim için aktif bir rol alma isteği taşıyor ve sağlıklı bir dünya bırakma hayali, onların motivasyon kaynaklarından biri.
Sonuç olarak, Z ve Y kuşağının hayalleri, sadece bireysel hırslarla sınırlı kalmıyor; aynı zamanda toplumsal ve çevresel meselelerle de ilişkilendiriliyor. Bu iki kuşak, kendi geleceklerini şekillendirmek için farklı yollar denemekte kararlı ve bu kararlılık, toplumsal değişimin de önünü açıyor. Y kuşağı, kişisel hedeflerini öne çıkarırken, Z kuşağı ise bu hedefleri daha geniş bir çerçevede toplumsal fayda ile birleştiriyor. Gelecek, bu kuşakların ellerinde şekillenecek gibi görünüyor ve onların hayalleri, daha aydınlık bir dünya için umut vadediyor.